top of page

Bu bir annelik yıldönümü yazısıdır.

Yazarın fotoğrafı: seyhan sevinçlerseyhan sevinçler

Aynı bedende son 24 saat diye yazmışım bundan 6 yıl önce bugün. O günden bu yana kızımla ve annelik halleri ile ilgili çokça paylaşım yaptım. Çoğunluğunun eğlenceli bulunduğunu biliyorum. Kızım eğlenceli bir çocuk, özellikle sosyal medyada paylaştığım hali. Bilenler bilir eğlenceli olduğu kadar da zor bir çocuk. Son 6 yıldır saçlarımdaki aklar 6 kat arttı dersem yalan olmaz. Tabii hepsi Kızımdan kaynaklı değil ama onun katkısı da hatrı sayılır bir seviyede.

Sosyal medyada hayatımızın parlak yönlerini paylaşıyoruz büyük çoğunlukla. Ben de kızımla ne güzel gezdim, aman da nasıl resim yaptık, ay bakın bana ne sordu Bab'ında paylaşımlar yapıyorum. Ve emin olun bunlar madalyonun ön yüzü. Bir de öbür yüzü var ki bu 6 yıl içinde ebeveynlik yolculuğunda kaç kere duvara tosladığım orda yazıyor. Kaç kere enerjim yerlere düştü

sabrım taştı, kendimi suçladım, yetersiz gördüm, pes etmek istedim. Edemedim tabi. Aynı beden de olmasak da 'hadi ben gidiyorum' deme hakkım olduğunu düşünmedim hiçbir zaman için. Doğurduysam kendi ayakları üstünde durana kadar bakacağım. Bu süreçte saçlarım ağarabilir, sıkmaktan dişlerim aşınabilir buna rağmen yapacak birşey yok. Derin bir nefes alıp yola devam ediyorum. Bazı zamanlar aklıma mukayyet olamayacağımı sansam da yola devam ediyorum. 

Kızım büyürken ben de annelik yolunda büyüyorum, biraz sancılı bir büyüme benimkisi. Almam gereken dersleri göremediğimden bazı şeyler sürüyor diye düşünüyorum. Yine derin bir nefes alıyorum. Kendi kendime tekrar ediyorum. Sakin ol, bu bir süreç, bunlar geçecek, sakin ol, bu bir süreç bunlar geçecek. Mesela artık uykusuzlukla savaşmıyorum. Az uykuyla yaşandığını öğrendim. Az uykunun tek zararı daha yaşlı/yorgun görünmek o da sorun değil. Kriz anlarıyla çoğu zaman baş edebiliyorum. 6 yılda bu konuda da sağlam bir eğitim aldım. (Bilenler bilir Kızımın krizlerini) o da büyüdü kendini daha rahat ifade edebiliyor, krizlerin sayısı ve süresi azaldı ama bitmedi. Mesela dün gece 5'ten beri bir mızmızlanma, ağlama hali. Ve benim tahammül seviyem düşük bugün. Bir süre birbirimize bulaşmasak ne güzel olacak.

Merak ediyorum bilinçaltında bir yerde aynı bedenden ayrılışla ilgili birşey var mı kızımın zihninde. Neler böyle davranmasına sebep. Bazen buna çok kafa yoruyorum. Bazen de 'aman mükemmel olmak mümkün değil, benim yaptıklarım da kızımın bireysel terapi konusu olacak büyüdüğünde' deyip geçiyorum.

İyi ki doğurmuşum diyorum elbette. Doğurduktan sonra bunu dememek mümkün değil. Doğurup bu durumu kabullenemeyenler gerçekten akıllarına mukayyet olamıyorlar. Öyleyse doğurduysak kabulleneceğiz ve yüksek sesle iyi ki doğurmuşum diyeceğiz. Ama ne yapmayacağız, başkalarına 'ay mutlaka anne olmalısın', vb cümleler kurmayacağız. Annelik yüklenmesi kolay bir sorumluluk değil. Ben bunu beğenmedim iade edeyim başka modelini alayım şansı yok. Hani evlenirken hastalıkta sağlıkta ölüm bizi ayırana kadar denilir ya, o hikaye. Ölüm bizi ayırana kadar süren tek şey ebeveyn çocuk ilişkisi. Bundan sebep eğri oturun doğru karar verin. Çocuktan sonra hayat düzeninizin yepyeni bir şekle evrileceğini bilerek yola çıkın. Bilerek yola çıksanız dahi yol boyunca önünüze hiç beklemediğiniz engellerin çıkabileceğini aklınızın bir köşesinde tutun. Bol bol derin nefes alın, yapabiliyorsanız meditasyon yapın. Spor yapın. Ebeveynlik yolunda sakin kalmak için enerji depolarınızı yüksek tutacak faaliyetleri ihmal etmeyin.

Bu 11.Ocak'ta Kızımın bu dünyaya gelişinin , benim de annelik dünyasına girişimin 6.yılını tamamlayacağız. Birlikte sağlıkla nice yıllarımız olur inşallah.

Bu 6 yılı öyle böyle tamamladık, artık önümüzdeki yıllara bakacağız...

🙏🏻💚👩‍👧❤️💜💙💚💛💖

  • Google+ - Black Circle
  • Facebook Black Round
  • Twitter Black Round
bottom of page