
Çocukluğa Karşı Açılmış Sessiz Savaş: Evlerimizde Barış İlan Etmek
- seyhan sevinçler

- 10 Eki
- 2 dakikada okunur
Geçtiğimiz akşam Kim John Payne’in “Sadeliğin Gücüyle Ebeveynlik” webinarına katıldım.
Payne, “Çocukluğa karşı ilan edilmemiş bir savaş var; biz tek tek evlerimizde barış ilan edebiliriz.” dediğinde, uzun yıllardır ebeveynlerle çalışan biri olarak içimden “işte bu” dedim.
Çünkü yıllardır gözlemlediğim bir olgunun adını koymuştu:
çocukluğa karşı açılmış sessiz savaş.
🎯 Performans Kültürü ve Küçük Plaza İnsanları
Bugünün ebeveynlik kültürü, iyi niyetle bile olsa “erken avantaj” fikrinin büyüsüne kapılmış durumda.
Çocuğun programı doldukça, onun geleceğini güvence altına aldığımızı sanıyoruz.
Oysa bu, çocukları küçük plaza insanlarına dönüştürüyor.
Dört yaşında yabancı dil, beş yaşında piyano, altı yaşında tenis…
Amaç belli: Tam performanslı bir yetişkin yetiştirmek.
“Çocuklarımız fazla şeye, fazla seçeneğe, fazla bilgiye, fazla hızlanmaya maruz kalıyor.
Sonra birden durduklarında boşlukla değil, kaygıyla karşılaşıyorlar.”
— Kim John Payne, Simplicity Parenting
Çocukların ritmini, doğallığını ve oyun hakkını kaybettiği noktada, çocukluğun özü de kayboluyor.
🧠 Araştırmalar Ne Diyor?
Bilim de bu tabloyu doğruluyor.
“Aşırı programlanmış çocukluk” (overscheduling) kavramı son yıllarda birçok araştırmanın konusu.
Mahoney ve ark. (2012): Çok fazla yapılandırılmış etkinlik, çocukların yaratıcılık ve öz inisiyatif becerilerini zayıflatabilir.
Hechinger Report (2023): “Zenginleştirme aktiviteleri” fazlalaştıkça çocuklarda kaygı ve depresyon oranı yükseliyor.
Dr. Shimi Kang (2020): Aşırı planlama, çocukların “kendi kendini yönlendirme” (self-directed executive function) becerisini engelliyor.
📌 Sonuç basit ama derin:
Çocukların gelişiminde yapı değil, denge belirleyicidir.
Aktivite kadar boş zaman da büyümenin parçasıdır.
🎨 Oyun: Çocukluğun Direniş Dili
Psikanalist Susan Sutherland Isaacs, çocuklar için oyunun “çalışma” anlamına geldiğini söyler:
“Oyun, çocukların işidir; çünkü oyun aracılığıyla dünyayı dener, sınar, yeniden kurarlar.”
Oyun yalnızca eğlence değil; çocuğun kendilik gelişiminin laboratuvarıdır.
Ama modern sistem oyunu gereksiz bir lüks gibi görüyor.
Ev ödevleri, kurslar, testler arasında oyun hakkı sessizce siliniyor.
🧩 Oysa Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 31. maddesi,
her çocuğun oyun ve dinlenme hakkına sahip olduğunu açıkça belirtir.
Araştırmacı Gareth Matthews bunu şöyle açıklar:
“Modern toplumlar çocukları verimlilik birimine indirgediğinde,
çocukluk kültürünü değil, insanlığın köklerini zayıflatır.”
☀️ Ebeveynlikte Barış: Sadeliğe Dönmek
Kim John Payne der ki:
“Sadelik, çocukların sinir sistemini regüle eder.”
Gerçekten de az uyaran, az hız, az seçim…
çocukların daha fazla derinlik, daha çok bağ ve daha sağlam öz düzenleme geliştirmesini sağlar.
Ebeveynlikte barış ilan etmek, çocuğu dünyadan izole etmek değil;
onu kendi ritminde gelişebileceği bir yaşam temposuyla buluşturmak demektir.
💛 Barış ilan etmek, şu cümleleri hayatın merkezine koymaktır:
“Senin ritmin kıymetli.”
“Boş zaman, kayıp zaman değildir.”
“Hata yapma hakkın var.”
“Başarıdan önce denemek, hissetmek, dinlenmek var.”
🌿 Son Söz: Çocukluğu Korumak Bir Direniştir
Ebeveynlik bugün, bir tür kültürel direniş biçimine dönüşüyor.
Daha çok aktiviteye, daha erken öğrenmeye, daha yüksek performansa çağıran bir dünyada;
oyuna, sadeliğe, yavaşlığa ve boşluğa alan açmak cesaret istiyor.
Ama işte o cesaret, çocukluk için ilan edilen barışın ilk adımı.
Çocukluğa karşı savaşın ortasında, kendi evimizde barış ilan etmek…
belki de en politik, en insani, en şefkatli eylem bu.
🪶 Kaynaklar:
Kim John Payne, Simplicity Parenting
Mahoney, J. L. et al. (2012). The Over-Scheduling Hypothesis
The Hechinger Report (2023)
Dr. Shimi Kang, The Self-Directed Child
Susan Sutherland Isaacs, Intellectual Growth in Young Children
Gareth Matthews, Children’s Rights and Human Development


Yorumlar